Blog içeriğimi asrizamanlar.tumblr.com adresine taşıdım... Buradaki kayıtları arşiv amacıyla saklıyorum.

4 Temmuz 2008

Kadınlar Galata Köprüsü'nde "Hayasızca" Buluşuyor, "Bedenimiz Bizimdir" Diyor


Bu haberle alakalı linkler:

'Dekolteli balıkçı'nın iddiasına soruşturma
'Dekolteli' balıkçı: Polis beni taciz etti
Uygunsuz kıyafetle balık tutmaya 5 ay hapis


Basın Açıklaması


Biz kadınlar 5 Temmuz Cumartesi günü "hayasızca" Galata Köprüsü'ne gidiyoruz. -Kadınlar ne giyeceklerine kendileri karar verebilir mi? -Kadınlar Galata Köprüsü'nde istedikleri gibi gezebilir mi? -Kadınların hareket özgürlüğü var mıdır?

Biz kadınlar bu soruların cevabının evet olduğunu biliyoruz. Oysa, ülkemizde her gün yeni bir şey öğreniyoruz. Son dersimizi Galata Köprüsü'nde aldık. Öğrendik ki bir kadın, tek başına, taytı ve tshirtüyle balık tutuyorsa, "hayasızlık suçu"ndan 5 ay hapse mahkum edilebiliyormuş. Çünkü bu kadın köprüdeki bazı erkeklere göre "genel ahlakı" rencide etmiş.

Biz feministler ve kadın örgütleri bu kararı protesto ediyoruz ve TCK'nın kadınlara karşı ayrımcılık yapan 225. maddesi "Hayasızca Hareketler"in derhal iptal edilmesini talep ediyoruz!

Yeni TCK amacını kişilerin hak ve özgürlüklerini korumak olarak tanımlıyor. Oysa geçen hafta şahit olduğumuz gibi TCK'daki "hayasızca hareketler" maddesi biz kadınların hak ve özgürlüklerini ihlal ediyor. Türkiye'de kadın hareketinin 2002-2004 yılları arasındaki mücadelesi ile kadınların bedenlerinin ve cinselliklerinin sadece kendilerine ait olduğu gerçeğinin yasalar tarafından kabul edilmesini sağladı. Kabul edilmeyen taleplerimiz için mücadelemiz devam ediyor.

2002 yılından beri talep ettiğimiz gibi TCK'dan "Hayasızca Hareketler" maddesi çıkartılmalıdır. Çünkü, "genel ahlak kuralları," "edep töreleri," "hayasızca hareket" gibi kavramlar zamana ve topluma göre değişkenlik gösterir ve görecelidir. Kimine göre kadının omzunun, kime göre kadının dizinin görünmesi "hayasızlık" sayılabilir. Hukuk sisteminde bu kavramların yer alması kadınlara karşı ayrımcılığı ve eşitsizliği meşrulaştırmaktadır. Tüm uğraşlarımıza rağmen bu madde yasadan çıkartılmadı. Ve bugün, bir kadın Galata Köprüsü'nde balık tuttuğu için hayasızca davrandığı gerekçesiyle beş ay hapis cezasına çarptırıldı. Mahkemenin ceza gerekçesi ve erkek egemen zihniyeti gündelik yaşamda da kadınları vurmaya devam ediyor. Tayt giydiği, "cilveli" saat sorduğu için kocaları tarafından öldürülen kadınların katilleri, aynı mahkemelerde aklanıp
"haksız tahrik" indirimi ile ödüllendiriliyor. Yılbaşında Taksim'de binlerce erkek tarafından gerçekleştirilen cinsel saldırı suçunun karşılığı 57 Lira oluyor!

Bizler, erkeklerin, ailenin ve devletin bedenlerimiz üzerindeki denetimine karşı çıkıyoruz. Nerede ne giyeceğimizin yargı kararlarıyla belirlenmesine, kıyafetlerimiz üzerindeki sözlü ve yazılı her türlü kural ve denetime itirazımız var. Bugün bedenlerimizin denetim altında tutulmasını sağlayan, kadına yönelik suçlar hala meşru. Bu meşruiyet yüzünden hala şiddet görüyoruz. Kadınların bedenleri üzerinde erkek egemen sistemin denetimi ve toplumdaki genel muhafazarkarlaşma "genel ahlak" adı altında meşrulaştırılıp yasalaştırılıyor.

Biz kadınlar uzun mücadelemiz sonunda değişen yasal düzenlemelere rağmen, kazanımlarımızın yok sayılmasına izin vermeyeceğiz! "Genel ahlak" bahanesiyle en temel insan haklarımızın ihlal edilmesine ve bedenlerimizin erkek egemen sistemin denetimine bırakılmasına izin vermeyeceğiz!

Bedenimiz Bizimdir!
Bedenimiz Bizimdir! İnsiyatifi

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

ekle